Güllerde görülen hastalık çeşitleri

gül hastalıkları

Güllerde görülen hastalık çeşitleri

Gül bakımı ve hastalıkları nelerdir?

Her insanın çok sevdiği, çoğumuzun bir yerde evinin önünde yetiştirdiği, taraflı tarafsız herkesin dikkatini üstüne çeken gül türlerinde çeşitli hastalıklarda mevcut olmaktadır. Bu hastalıkların ortadan kaldırılması veya bakımının iyi yapılarak önlenmesi zor değildir. Her ne sebeple olursa olsun yinide güllerde bakımsızlıktan veya budama yanlışlığından çeşitli hastalıklar meydana gelebilir. Peki bu hastalıkların ortadan kaldırılması için çözüm yöntemleri varmıdır? Elbette vardır. Şimdi sizlere gül türlerinde görülen hastalıklar ve bu hastalıklarla mücadele yöntemleri hakkında bilgi vereceğiz.

güllerde görülen hastalık çeşitleri nelerdir

Gül türlerinde görülen hastalıklar

Afitler

Genç sürgün uçlarında ve küçük goncalar üzerinde yaşayan küçük fidan bitleri olarak bilinir. Mayıs ve haziran aylarında çok görülür. Sürgünlerin bozuk büyümesine neden olurlar. Organik fosforlu ilaçlar kullanarak mücadele edilir.

Gül küllemesi (Sphaerotheca pannosa var.rosae)

Güllerde önemli hastalıklardan biridir. Sürgün uçlarında genç yaprak ve tomurcuklarda kıvrılma ve küçülmelere neden olurlar. Yaprakların üzerinde beyaz bir toz oluştururlar. Bu hastalık tomurcukların açmasını engelleyebilir. Yaprakların renk ve şeklini bozduğu için goncaların ekonomik değerini olumsuz etkilerler. Külleme mantarı çevre koşulları bozulduğunda genç sürgünler, dikenler ve uyur gözler üzerinde yaşayarak çevre koşullarının düzelmesini beklerler. Uygun çevre koşullarında ise hızla üreyerek güller üzerinde hastalık meydana getirmeye devam ederler. Külleme mantarlarının sporları + 23 0C’de çimlenirler. Seralardaki nem ve sıcaklık mantar sporlarının çimlenmesi için ideal bir ortam oluşturur.

Gül mildiyösü (Peronospara sparsa)

Güllerde yaygın görülen bir hastalıktır. Genç bitkilerde yaprak ve dallar üzerinde, çiçek sapında, gonca ve çanak yapraklarda görülür. Bu hastalık yapraklarda koyu kırmızıdan siyaha kadar değişik renklerde görülebilir. Yapraklar üzerinde şekilsiz lekeler oluşturur. Lekeler hızlı olarak yayılır. Yapraklar dökülür. Gül mildiyösü nemli ortamları sever. Yaprak altlarında spor yığınları yapar. Kuru havalı ortamlarda ise yayılma az olur.

Gül pası (Phragmodium mucronatum)

En önemli gül hastalığıdır. Mücadele zamanında yapılmazsa bitkiyi ilk yılda öldürebilir. İlkbahar aylarında yaprakların altlarında pas renkli küçük benekler şeklinde görülür. Yaprakların üst kısmında ve dallarda ise dışı pembe içi portakal rengi daireler şeklinde görülür. Gül pası mantar hastalığı olup, mantarlar dallar üzerinde bir kaç yıl yaşayabilir. Mantar bulaşmış dallar bulaşma yerinden yarılarak dipten kuruyabilir.

Karaleke (Diplocarbon rosae)

Hemen her yerde görülebilen önemli bir hastalıktır. Karaleke yapraklar üzerinde kahverengiden siyaha dönen düzensiz yuvarlak lekeler şeklindedir. Bu lekeler çevresindeki dokuyu sarartarak yaprakların da sararmasına neden olur. Zamanla 1-1.5 cm iriliğinde olan siyah lekeler yaprağın her tarafını sarabilir. Güllerde yapraklar dökülmeye başlar. Gonca kalitesi ve iriliği azalır ve goncalar kurur. Zararlı bitkinin bütününe yayılabilir ve bitki verimini düşürür. Hastalık aynı zamanda taç yapraklarda kırmızı noktalar veya şekil bozukluğu da meydana getirebilir.

Kırmızı örümcek (Tetranicus spp.)

Dikkatli bakıldığında gözle görülebilen küçük canlılardır. Dişi örümceğin ömrü bir aydır. Bu süre içinde yaklaşık 100 yumurta yumurtlar. Gül yapraklarına bırakılan yumurtalardan 10 gün sonra yavrular çıkmaya başlar. Yavru örümcekler beslendikleri yaprakları sarartarak yaprak dökülmesine neden olurlar. Temmuz ve ağustos aylarında çok hızlı çoğalan kırmızı örümcekler gül yapraklarına çok fazla zarar verirler. Yapraklar sarararak döküldüğünden, gül fidanının büyümesi durur. Sürgün yapamaz ve bodurlaşır. Bu dönemde, gül fidanları yağmurlama sistemiyle sulanırsa yapraklar örümceklerden arındırılabilir. Kırmızı örümcekle mücadelede doğru ilaç seçimi çok önemlidir. İlaçlama düzenli ve sık yapılmalıdır. Seralarda kullanılan ilaçların örümceklere bağışıklık kazandıracağı düşünülerek aynı ilaç sürekli kullanılmamalıdır. Genellikle kükürt ve kükürtlü ilaçlar bazen tek başına bazen de başka ilaçlarla karıştırılarak kullanılabilir.

Koşniller

Güllere önemli boyutlarda zarar veren canlılardan biridir. Beslendikleri dal ve sürgünler üzerine tutunmuş olarak yaşarlar. Dişi koşnillerin, gül çalısının kabuğu altına bıraktıkları yumurtadan nisan ve mayıs aylarında yavrular çıkmaya başlar. Yavrular taze bitki dokusu içine soktukları iğnelerle gül çalısını zayıflatır ve kurutabilirler. Bu zararlıya karşı mücadele ilkbahar aylarında yavrular yumurtadan çıktığı zaman yapılmalıdır. İlkbahar aylarında organik fosforlu ilaçlar, haziranda ise yazlık beyaz yağlar mücadelede kullanılabilir.

Kurşuni küf (Botrytis cinerea pers)

Bitkiler bu hastalığa tomurcuk açmak üzere iken yakalanır. Gül goncaları kahverengileşir, yumuşar ve çürüyerek dökülür. Bazen açılmış çiçeklerde de hastalık görülebilir. Taç yapraklar kahverengileşir ve çürür. Bu hastalık gri renkli tabaka oluşturarak diğer hastalıklardan ayrılır. Bu durumdaki mantar sporları en ufak hareketle patlayarak çevreye yayılır.

Nematodlar

Güllerin solgunluk, sararma ve bodurlaşma gibi zarara uğramasına neden olan mikroskobik canlılardır. Güllerin köklerine zarar verirler. Nematotlarla savaşın en etkili yolu dayanıklı anaç seçimidir. Seralara hastalıklı fidanlar sokulmamalıdır. Sera toprağına, dikimden bir ay önce ilaçlama yapılmalı veya toprak sterilizasyonu yapılmalıdır.

Prodenya (Prodenia litura)

Özellikle Çukurova’da yaz aylarında görülen bir pamuk zararlısıdır. Ancak güllere de önemli ölçüde zarar verirler. Genç sürgün yaprak ve tomurcukları yiyerek güllerde kayıplara yol açarlar. Gonca hâlindeki güllerde taç yaprak ve erkek organları tahrip ederler. Prodenya tırtıl evresinde çok zarar verir. Bu canlıya karşı fosforlu ilaçlar kullanılabilir.

Siyah küf (Chalariopsis thislavicides)

Çelik ve aşı gözlerinde görülen bir hastalıktır. Çeliklerin kesik yüzeylerine yerleşerek siyahlaştırır. Göz aşısında da görülür. Aşı gözü siyahlaşır. Aşı yerinde gelişme görülmez. Hastalığın yeni bulaştığı kısımlar beyaz grimsi bir misel tabakası ile kaplanır. Daha sonra renk koyulaşır ve kahverengine döner. Siyah küf mantarı su yolu ile bulaşır. Toprakta da bir yıl yaşayabilir.

Solgunluk hastalığı (Verticillium spp)

Bitkilerde gelişim esnasında aniden solma ve ölme görülebilir. Bu bitkiler incelendiğinde gövdenin odun dokusunda renk değişimi meydana geldiği ve tahrip olduğu görülür. Bu hastalık bitkilerde aşağıdan yukarı doğru ilerler. Önce alt yapraklar hastalanır. Bitki tüm alt yapraklarını dökebilir. Köklerin iletim demetleri hastalanır ve tıkanır. Hastalık yaz ve sonbahar aylarında etkindir.

Thripsler

Gül goncalarında önemli zararlar yapan canlıdır. Genellikle taç yapraklara zarar verirler. Eğer mücadelede geç kalınırsa goncalar tamamen yok olabilir. Bu canlıya karşı koruyucu ilaçlar kullanılmalıdır.

Virüs hastalıkları

Seralarda önemli zararlara yol açabilirler. Aşı ve çeliklerle yayılabilirler. Hastalık belirtisi virüs çeşidine bağlı olarak değişir. Yapraklarda sarı renkli benekler oluşabildiği gibi yaprak kenarlarında kıvrılmalar meydana gelebilir. Virüsler seralarda verimi ve kaliteyi düşürebilir. Gül hastalıkları hakkında daha fazla bilgi için >>

4 thoughts on “Güllerde görülen hastalık çeşitleri

mercan yıldız için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et